7 Haziran 2018 Perşembe






Maxi-Ultra Race ( 117K, D+ 7360m.)
Salomon Koşu Festivali

Yarış Raporu

26 Mayıs 2018
Annecy-Fransa




Merhaba
Sevgili  Koşucu Dostlar,

Maxi-Race ismini ilk kez Sevgili Serkan /Sertan Girgin  kardeşlerden duymuş ve yarış programıma almıştım, 2 yıldır uygun zamanı bekliyordum,  kısmet bu seneye imiş. Fransa'nın Annecy isimli tatil kasabasında düzenlenen ve  10 ayrı  yarıştan oluşan Maxi Race hakkında aklımda kaldığınca bilgi vermek istiyorum. Umarım gitmek isteyenlere faydalı olur.

Aslında Maxi Race  koşu organizasyonları yapan büyük bir markanın adı , dünyanın değişik bölgelerinde yarışlar düzenliyorlar. Ana merkezleri/yarışları  Fransa/Annecy'de.  Bunun dışında  Çin, Madeira Adası, Güney Afrika, Sicilya ve Ekvadorda düzenledikleri yarışlar var :
www.maxi-race.org sitesinden bu yarışlara ulaşabilirsiniz.



Annecy ( Ansi diye okunuyor, Fransızlar bozuluyor ),  Salomon firmasının dünyadaki merkezi,  küçük ve masal gibi bir kasaba. Kışın kayak, yazın ise her tür doğa sporunun yapıldığı bir doğa harikası. Cenevreye 60km, Lyon'a 140km uzaklıkta,  ve tabi ki patika koşusunun başkenti olan Chamonix'ye (UTMB) 100km kadar uzaklıkta. Yani aynı coğrafyada, bu yarışa gittiğinizde isterseniz oraları da gezebilirsiniz ama inanın zaman olmuyor.









Kasaba, Alplerde  muhteşem güzellikteki bir  gölün kenarında kurulmuş ; tarihi yapıları, doğası, göl kenarında marinaları, kano, surf , yelkenli tekneleriyle,  plajları, Venedik benzeri su kanalları üzerindeki ortaçağdan kalan  yapılarıyla inanılmaz güzellikte ve elbette çok turistik ! Yani çok pahalı hazırlıklı olun .

Gölün etrafını çevreleyen ve  yüksekliği 1800m 'ye kadar ulaşan çok sayıdaki  dağlar ile çevrili. Bu dağlar yemyeşil, her yer orman ve koşunun büyük bölümü bu orman içindeki patikalarda geçiyor.  İşte bu gölün etrafındaki dağlarda tam 10 tane koşu yarışı aynı anda düzenleniyor, kayıtlı koşucu sayısı 8500. Doğru duydunuz tam 8500 koşucu var. Benim yarıştığım ultra kategorisinde 1200 koşucu kayıtlıyken, en popüler yarış olan Dağ  Maratonunda ise tam 2000 koşucu kayıtlıydı.

Gölün etrafını tam tur dönerseniz yaklaşık 85Km ve D+ 5100m den fazla tırmanış yapıyorsunuz. Üzerinde dünya patika koşusu şampiyonasının yapıldığı parkur bu, klasik Maxi-Race .  Bu yarış parkurunun yaklaşık ortasına yakın bölümü olan, gölün en uzak noktasından dağlara doğru bir lup atıp bir maraton mesafesi eklerseniz ULTRA RACE  parkurunu oluşturmuş oluyorsunuz. Resmi sitesinde Ultra parkuru 116.7Km 7360m tırmanış ve iniş içeriyor diye yazılmasına rağmen anlamadığımız bir nedenle bu yıl parkura 5K eklenmiş ve 30 saat olan cut-off süresi de 30 saat 30 dakikaya uzatılmıştı. Bana mantıklı gelen açıklama ITR-A 6 puan kriterlerini sağlamak amacıyla yapılmış olabileceği.





Çok akıllıca bir koşu  organizasyonu yapmışlar. Tam 10 ayrı koşu  aynı parkur üzerinde ve 3 gün içinde kimse kimseye rastlamadan düzenleniyor.



Şöyleki : Maxi-Ultra Race yani117km'lik parkuru isterseniz non stop benim yaptığım  gibi koşabilirsiniz ; isterseniz 74 ve 43 km'lik iki etap şeklinde de koşabiliyorsunuz.  Geceyi yarışın drop-bag noktasında uyku tulumunda geçirip sabah dinlenmiş bir vucutla  yeniden koşmaya başlayabilirsiniz. Eğer iki gün içinde yani etaplı  koşarsanız  ITR-A' dan 5 puan alıyorsunuz, tek etap halinde koşarsanız ITR-A'dan  6 puan alıyorsunuz.  Puan açısından bu mesafede 6 puan veren bildiğim çok az sayıdaki yarıştan bir tanesi: UTMB-TDS ve Trans Grand Canaria benzer şekilde 6 puan veren diğer yarışlar, benzer zorluktalar 👹

Bu yarışa ismini veren Maxi Race , buradaki klasik parkur ve 85K 5140m tırmanış içeriyor. Benzer şekilde 85km'lik parkuru da isterseniz tek başınıza tek etapta koşabilirsiniz veya bu parkuru da 2 etapta koşabilirsiniz. Bu yarışa Training Zone da eğitmen olan Sevgili Nesrin İşseven katıldı. Yarışın 55. Km'sinde yaklaşık 3500m tırmanış sonrasında stratejik  çekilme kararı aldı, önce sağlık!

Alternatif olarak  bu parkuru 2-4 kişilik bir gurup oluşturarak, takım halinde  koşmanız da mümkün.  Bu yıl Türkiyeden bu yarışa Sevgili Başak Canbulat ve Fatma Ovacık bu şekilde iki kişilik takımlarıyla (Themiskyra Womens) katılıp başarıyla bitirdiler, candan tebrikler. İlk yarıyı Başak ikinci yarıyı Fatma koştu, yarı yolda BIP-GPS değiştirdiler.


Görüntünün olası içeriği: Başak Canbulat ve Fatma Ovacık Şevik, gülümseyen insanlar, ayakta duran insanlar, dağ, açık hava ve doğa


Yarışın en popüler etabı ise Dağ Maratonu : 2060 kişi kayıtlıydı ve neredeyse  hepsi bitirdi . Yarış 42 K 2650m oldukça teknik bir tırmanış içeriyor. Büyük oranda ultra parkurunun ve 85 K Maxi Race rotasının son bölümünden oluşuyor. Parkur birebir aynı değil, çok yakın ama paralel patikalarda koşuluyor ve diğer yarışlardan  en büyük farkı ; Maraton etabını koşanların burayı gündüz - aydınlıkta geçiyor olmaları. Bu yarişa Team Run.Bo'dan Sevgili  Bike ve Ersavaş katıldılar ve başarıyla bitirdiler, tebrikler.  Detaylı yarış raporlarını burada bulabilirsiniz.

17 K 1090m tırmanış içeren Femina Race  ( yalnız kadınlara açık )ve 15 K 900m tırmanış içeren "Short Race"  başlangıç koşuları da bu parkurda sizi yeterince zorlayacak zorluktalar, mesafeye aldanmayın. Her ikisi de oldukça zor ve çok teknik bir parkurda yapılan  koşular.

Maxi Short-Race'de bizden Sevgili Murat Sevik başarıyla koştu, tebrikler.

İsteye Vertikal yarışta var 4K, D+850.

Ve elbette Mini-maxicileri de unutmamışlar. Çocuk yarışları geleceğin şampiyonlarını yetiştiriyor.

Seneye Maxi-Man yarışı geliyor, sevgili İron Man arkadaşlarıma duyurulur 😈😈😈

Kayıt 

Popüler kategoriler olan Maxi-Race veya Maratona kayıt neredeyse 1 gün içinde doluyor, çok dikkatle takip etmeniz gerekiyor. Eğer ultra koşacaksınız, bu parkurun çok zor olması nedeniyle, neredeyse yarış başlayana kadar kayıt olabilirsiniz, niyeyse kayıtlar hiç dolmuyor  😈😈

Kayıt Fransızca web sitesi üzerinden yapılabiliyor; İngilizce web sitesinden kayıt olmak mümkün değil, bizim gibi debelenmeyin diye uyarıyorum 😡.  Yani ya Google  translate ya da Frankofon bir arkadaş desteği şart .

Arka plandaki dağ yarışın son Km.'si
Bu yarışta ilk defa gördüğüm bir sistem var. Katılmaktan vazgeçerseniz veya parkur değiştirmek isterseniz  kendi BIP numaranızı, resmi olarak bu  internet sitesi  üzerinden satabiliyorsunuz yani kayıt paranızı geriye almanız mümkün; böylece koşmak istediğiniz yeni parkura isminizi bekleyenler listesine yazdırabiliyorsunuz. BIP numarasını satan birisini olduğunda  daha doğrusu  sıra size gelince satın almanız için  bir mail gönderiyorlar ve makul bir süre verip satın almanızı istiyorlar. Almazsanız bu hak bir sonraki kişiye geçiyor.  Ancak bunun ön şartı,  kayıt olduğunuz parkurun kayıtlarının dolu olması, eğer Ultra'ya kayıt olduysanız kayıtlar  dolmadığı için numaranızı satabilme imkanınız yok. Bunun yerine "cancelation insurance " satın almanız gerekiyor. Burada da şöyle bir tuzak var, bu sigortayı kullanabilmeniz için ya doktordan "koşması sağlığa zararlıdır"  şeklinde veya iş vereninizden "izin alamadığınızı" gösteren bir rapor almanız gerekiyor. Bu raporu da normal posta yoluyla organizasyona gönderip sigortadan paranızı geriye almak için beklemeniz gerekli . E-mail ile rapor gönderince işlem yapmıyorlar.  Bu konuyla ilgili olarak Sevgili Dinçer Köse'den daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Uyarmadı demeyin,  bu yarış her ne kadar uluslararası olsa da   dil çok büyük bir sorun.  Kayıt aşamasından,  organizasyonla yazışmalara hatta finishe kadar, bildiğiniz her yerde Fransız kalıyorsunuz.












Bu yarışın BIP numarası dağıtımı Cuma günü ultranın başlayacağı gün açılıyor yani 1-2 gün erken gitseniz de beklemek durumunda kalıyorsunuz. Kayıt sırasında size T-Shirt vb vermiyorlar, şaşırtıcı şekilde bitirenlere de madalya verilmediği de  sonradan öğreniyoruz. Hediye olarak Ultra kategorisinde Salomon teknik rüzgarlık veriyorlar ama yarışı bitirmeniz şart.

Yarışı bitirme oranı yaklaşık %65 yani start alan koşucuların  %35'i malesef DNF  oluyor. Organizasyon biraz cimri anlayacağınız! Haklarını yemeyelim, kayıt sırasında 750mL lik üzerinde BIP numaranız yazılı biranız sizi bekliyor.  Malzeme kontrolü yapılmadı desem yeridir yalnızca acil durum battaniyesi sordular ! Bu arada BIP numaranız ITR-A puanınız ile doğru  orantılı veriliyor. Benim numaram 1032 idi yani benden daha yüksek puanı olan 1031 koşucu önümde yer alıyor. BIP numaranıza göre yaklaşık olarak yarışı bitirme zamanızı gösteren bir tablo da  hazırlamışlar. Benim bulunduğum 900-1200 arasında BIP numarası olan koşucuların 24-30 saat zaman aralığında bitirmeleri bekleniyor. Bahadır Hoca'nın BIP numarası 328 ve 20- 22 saat civarında bitirmesi bekleniyor. Start hattına da BIP numaranıza göre bölümlendirilmiş ayrı ayrı kapılardan giriyorsunuz, böylece hızlı koşucuların önünde yavaş koşucular başlamıyor.


Savaş Lütfi Kara

Yarış Fuarı

Kayıt alanı   göl kenarında ve fuarla yan yana konumlandırılmış büyük çadırlardan oluşuyor. Bu alana güvenlik kontrolünden geçerek girebiliyorsunuz, çantalarınız dikkatle aranıyor.  Kayıt alanı  oldukça büyük ve içinde başta  Salomon olmak üzere çok sayıda marka ve dükkanı bulma imkanı var. S-Lab size ayağınıza uygun, hatta sağ ve sol teki farklı büyüklükte, size özel tabanı hazırlanmış ayakkabı üretiyor. Bu kişiye özel "custom made" ayakkabının teslim süresi 3 haftaymış, fiyatını hiç sormadım :)
S-Lab ME:sh


Fuarda her tür malzemeyi bulabilmeniz mümkün ancak fiyatlar tüm mağazalarda  aynı özellikle Salomon markalı ürünler birebir aynı fiyata satılıyorlar. Yani fuarda ucuza malzeme bulmak mümkün değil, zorunlu olmadıkça malzemenizi Türkiye'den tamamlamanızı öneririm.

İsteyenlere François D'haene kendi ürettiği şarapları satıyor, bir stand açmış ve doğal olarak çok ilgi çekiyor. Fotograf çektirme ricalarını nazikçe reddiyor, yoğun olduğunu söyleyerek. Ama bir şarap alırsanız  fotograf bedava, bana çok itici geldi, yakıştıramadım.


Bizde çok zor bulunan gel, tuz tableti vb ürünler burada bolca var,  nereyse her markayı buradan temin edilebilirsiniz. Bu arada Annecy'de bizde bulunmayan her tür ayakkabı markasını, Altra, Brooks, Saucony, Hoka gibi ,  alabileceğiniz büyük spor mağazaları  mevcut, ek olarak The North Face gibi  ana markaların kendi dükkanları var: Hiçbirisi ucuz değil.





Yarış Hazırlığı _Start



Bu yıl Türkiyeden toplam 12 koşucu çeşitli parkurlarda yarışa katıldı. Bizden önce Annecy'e gelen Sevgili Nesrin / Bahadır İşseven Hocalar ile birlikte kaldıkları Sevgili Sinem Özmen   ile  Perşembe öğleden sonra buluştuk. Sağolsunlar kaldıkları evde bizi misafir ettiler, inanılmaz ağırladılar 🙏🙏 Bizi derken Burak Kılıç , Savaş Lütfi Kara ve ben. Annecy hakkında bilgiler alındı, keyifli sohbet eşliğinde yemek yenildi. Savaşın deyimiyle "hiçbir yarıştan önce bu kadar iyi beslenmemiştik". Çok teşekkürler Çılgın İşsevenler ve Sinem. Sıkışan baton bir çorba kepçesiyle nasıl tamir edilir, Sevgili Savaştan öğrendik, Burak kurtadığı batonları sayesinde tüm fotolarda ve finishte gülmesine engel olamadı 😊. Sevgili Burak'ın bu parkuru 23 saat altında koşmasının sırrı işte bu 💪💪💪Yarış sonrasında, bu heyecanla nefis bir raporda yazdı, buradan ulaşabilirsiniz.


İnanırmısınız çok şey konuştuk ama en az yarıştan bahsettik. Hepimiz çok zor olduğunun farkındaydık, "korkunun ecele faydası yok" modundayız ve kimse konuyu açmak istemiyor.   Yarışın ana zorluğu toplamda 3 adet CP ile "self sufficiency" kendine yeterlilik esasıyla koşulma zorunluluğu. Sakın dağda yalnız başınıza  koştuğunuzu sanmayın inanılmaz sıklıkta zaman kontrolü yapılıyor, yalnızca yemek yok . Dağın tepesinde, sarp geçişlerde, zirvelerde hep görevliler var hatta orada çadır kurmuşlar bizden 1 gün sonra aynı parkuru koşacakları bekliyorlar. CP'ler  18K, 74K ve 99K da. Aralarda su istasyonları ve 2 tane istasyonda pepsi ile kek var; birinde sürpriz Noodle vardı , nasıl iyi geldi anlatamam.   Yani tüm malzemeniz çantada olmak zorunda, çok düzgün bir beslenme planı gerekli. Üstelik tam 8 ayrı noktada zaman bariyeri var, toplamda 14 ayrı noktada geçiş zamanınız ölçülüyor. Yarış sırasında yavaşlamanıza izin verilmiyor. Hepimiz "cutt-off a takılmadan nasıl bitereceğiz" diye endişeliyiz; hedefimiz 29:59 ! Ama kimse buna takılmıyor, biraz takılacak gibi olduk hemen Bahadır Hoca'dan fırça geldi "Çıkıp koşacağız, ne ise O" diyerek bizi fabrika ayarlarımıza döndürdü. Sonuçta çok çalıştık, antremanların karşılığını alacağız.

Uyuyan Güzeller 

Pekçok koşucu arkadaşın başına geldiğini biliyorum, yarış raporlarında okumuştum ama malesef  bu kez ben de  yaşadım. Yarışın startı Cumayı Cumartesiye bağlayan gece 01 30'daydı. Öğlen yemeğimizi saat 16 gibi yedikten sonra herkes odasına dinlenmeye çekildi. Amacımız birkaç saat uyuyup gece 11 gibi uyanıp hazırlanmak ve start hattında saat 12 45 gibi tüm ekiple buluşmaktı. Saati  gece 11 yerine sabah 11 e ayarlamamız nedeniyle ( AM vs PM ), doğal olarak alarm çalmadı ve  bildiğiniz uyuya kaldık. Saat 01 00' da şeytan dürttü ve kendiliğimden uyandım; şok içinde hemen Savaşı kaldırdım. Tam bu sırada Ersavaş telefonla arayarak nerede olduğumuzu sordu. Tam 16 dakika içinde tuvalet, giyinmeyi tamamlayıp, çantamızı olduğu gibi alıp sanki 120 K koşmaya değil de antremana gider gibi otelden ayrıldık. Bu arada yarış öncesi beslenemedik, sıvı içemedik, hazırladığımız sandiviçleri ve Savaşın özel olarak hazırladığı organik  beslenme barlarını otelde unuttuk, yedek enerji jeli alamadık, hassas bölgeleri kremleyemedik, ayakları-parmakları  bantlayamadık, saatin şarj kablosunu unuttuk ve en önemlisi mental olarak havaya giremedik. Sonuçta 2 gece ve 1 tam gün durmadan koşacağız, buna kendinizi hazırlamanız oldukça zor bir mental süreç.   Bildiğiniz 5 pace ile gece koşarak tren garına gittik, şans eseri taksi bulabildik ve 01:27 de start alanına ulaştık.  1200 koşucu içinde en arka sırada yerimizi aldık ve start için geri sayım başladı.

Çantamda 8 tuz tableti, 5 jel ve 5 ölçek vitargo toz var, önümüzde ise   çok zor olduğunu bildiğimiz  Maxi Ultra.  Allah Kerim diyerek, karanlığın içinde Annecy sokaklarını koşmaya başladık.  Aşağıdaki grafikte göreceğiniz üzere bu yarışta düz bölüm yalnızca baştaki 3 K, Drop-Bag istasyonundaki 3K ve son 1K . Bunlar dışında ya çıkıyorsunuz ya da iniyorsunuz. Bu grafik Sevgili Sinem Özmen tarafından hazırlandı, üzerinde orjinal grafiğe ek olarak , CP'lere giriş zamanları, yükseklik kazanımı, zaman bariyerleri vb detaylı bilgiler mevcut. Elbetteki uyuyan güzel olarak ben bu kartı odada unuturak tüm yarışı grafik olmadan koştum. Artık aklımda ne kaldıysa 😓


Annecy-Semnöz (0-17.7K)

Yarışın ilk ana CP sine ulaşmak için 17.7km ve 1380m tırmanış var. İlk 3 k'lık bölümde geç kalmanın etkisiyle Savaş ile hızlı başlayarak çok sayıda koşucuyu geçtik, ilerisi single track , bildiğiniz ip gibi dizilerek devam edeceğiz, kimseyi geçmek mümkün olmayacak. ilk tırmanışla birlikte Savaş ile ayrıldık, kendi tempomuzda ilerledik. Yarışın sonuna kadar bir daha karşılaşamadık.

Rota çok keyifli, orman içinde, patikalarda, bir kısmı single track şeklinde ve pek çok noktasında koşmak mümkün. Çok fazla ağaç kökü var. En azından parkurun diğer etaplarına göre.  Bu etap için 4 saat 30 dakika zaman limiti var. Sorunsuz şekilde CP'ye ulaştım. İlk kez bir yarışta bu kadar fütürsuzca gaz çıkaran koşucuyu birarada gördüm. Çorba sırasında beklerken millet salıp duruyordu 😡 resmen midem kalktı. Sonradan her noktada bu tip davranışı gördük, galiba alışkanlıkları böyle.

Semnöz -Doussard ( 17.7k-74K)

Parkurun en uzun süre yalnız koştuğumuz kısmı. Yalnız derken çok sayıda koşucuyla birlikteyiz, 10-15K aralıkla su istasyonları ve çok sayıda zaman kontrol noktası var. Yollarda bulduğum her su kaynağından bol miktarda su içerek eksiği tamamlamak istedim. İlk kez idrar yapabilmem 7 saat sürdü 💦  Bu etapta ormandan çıkıp yüksekteki meralara ve zirvelere doğru oldukça taşlı zeminde tırmanışlara başladık. Manzara inanılmaz, Annecy gölünü değişik açılardan defalarca hayranlıkla izledik, nefesimiz kesildi desem yeridir.


Sabah 05 00'da başlayan Maxi-Race'in elit koşucuları bize yetiştiler. Arkanızdan pat pat diye tempolu bir ses başlıyor, inanılmaz bir nefes alış veriş sesiyle bildiğiniz körük gibi geliyorlar, resmen korkuyorsunuz ne oluyor diye.  Patikada devam etmeye çalışırken  arkadan bir ses duyuyorsunuz " La Gauche" diye. Bunu duyan Fransız koşucular kendilerini sağa atıyor, biz de öyle yaptık. Meğer solu aç- soldan geçiyorum gibi bir anlamı varmış.  Bu kadar teknik bir parkur , sürekli tırmanış içeren bölgeler nasıl koşulurmuş gözlerimizle gördük. Adamları hayranlıkla izledik, teknikleri ve  hızları  inanılmazdı.

Hava oldukça sıcak, yol kenarında kalan kar-buz birikintilerinde bacaklarını karla ovan bir Fransız koşucu bana "Cryoterapi" yaptığını söyledi. Süper fikir tavsiye ederim, ben de enseme kar  uyguladım inanılmaz rahatlatıyor. Parkurda çok sayıda inek var ve bunları sınırlayan çitler mevcut. Çitlerin arasındaki geçişler yalnızca tek kişinin geçebileceği genişlikte ve dikkat  ÇİTLERDE ELEKTRİK var.  Sonradan öğrendiğime göre bu geçişlerden birisinde Bahadır Hocayı elektrik çarpmış ve parkur dışına fırlatmış. Kendine geldiğinde vucudun sağ yarısında ve özellikle kolunda şiddetli ağrısı ve başında çok sayıda Fransız koşucu varmış. Kendini toparlaması oldukça zaman almış. Bu kazaya rağmen yarışı bırakmayı düşünmeyip tamamlaması inanılmaz bir olay, helal olsun 👊👊👊

Image result for maxi race ultra courseBu etabın yaklaşık 60K'sı civarında bende yoğun balçık ve çamur içinde çok sayıda koşucu gibi havada uçarak düştüm, nasıl olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum. Sağ tarafta  el , kalça ve dizim berelendi ama genel olarak iyiyim. Bir yalakta temizlenmeye çalışarak devam ettim. Bu tip düşmelerden sonra toparlanmak zaman alıyor, benim ki yarım saat kadar aldı. Şortun içine giren çamuru temizlemek ise 2 gün sürdü desem ! Hava çok sıcak olmasına rağmen 2 kez yağmur geçişine rastladım. Uzun kollu giysi neredeyse hiç gerekmedi. Ancak tepelerde rüzgar üşütüyor, önlem almanız iyi olur.


Bu arada  71km ye geldim ve drop bag istasyonu arıyorum ancak yok. Geldiğim CP'de yalnızca su ve pepsi var, drop bag yok, yok.  Etrafı dolaştım, diğer yarışlardaki gibi büyük bir alan arıyorum ama yok. Oradaki kamyonetlere baktım, acaba buradan mı veriyorlar diye, malesef bulamadım. Herhalde yanlış hatırlıyorum daha ilerdeydi diyorum.  Sonraki istasyon  13K sonra , mecburen oraya doğru koşuyorum; o istasyona ulaştığımda saatim 84km de olduğumu gösteriyor ama  orada da drop-bag yok. Resmen mental olarak yıkıldım, elimde enerji jeli zaten çok az, vitargo'da bitti. Kuru giysi ve ek gıdaya ulaşma imkanı kalmadı. Ama kendimle gurur duydum, bu durumun beni olumsuz etkilemesine izin vermedim  "napalım bu yarışı da drop-bag desteği olamadan bititirim" diye düşünerek hemen yeni duruma adapte olmaya çalıştım;  devam ediyorum. Nasılsa 40 K kaldı!!  Sonunda ulaştığım Dousard  CP'sinde saatim 90k gösteriyor ama aslında 74k'ya yeni ulaşmışım. Saatin azizliği ....Oysa yarışa başlamadan internete bağlanıp, uyduları güncellemiştim. Drop bag'den içinde hurma, kayısı kurusu ve pestilden oluşan  hazineme ulaştım. Biten vitargo stoğumu yeniledim. Kuru T shirt giyip devam ettim. Bu arada drop bag size imza ile veriliyor ve CP'den çıkışta imza ile geri alıyorlar ve finishte de imza atıp teslim alıyorsunuz, çok düzenliler.

Doussard- Menton St-Bernard ( 74K-99.5K)

Parkurun en teknik, en zor çıkışları burada . Oldukça zorlayıcı etap, çok sayıda önceden döşenmiş hatları kullanarak tırmanıyoruz ve inişlerde aynı şekilde hatları kullanarak yapılıyor. İnişleri koşarım diye plan yapmamak gerekiyormuş çünkü çok teknik ve ikinci geceye kaldığınızda gerçekten tehlikeli. Mental olarak çok sağlam olmanız gerekli. Bitmek bilmeyen çıkışlar ve inişler ile tam bir ultra keyfi yaşıyorsunuz. Parkur çok çok  zor. İyi ki gelmişim dedirtiyor.

Videolar için bu sayfaya gözatabilirsiniz! DİKKAT bu videolardaki pek çok yeri Ultra koşanlar gece karanlıkta geçtiler.
https://www.maxi-race.net/en/official-videos/


Menton St - Bernard- Annecy/Finish ( 99.5K-122K) 


Image result for menton st bernard

Mentonda muhteşem güzellikteki bu şatonun hemen önündeki düzlüğe kurulan ana istasyona ulaştığımda uykusuzluk ve yorgunluk iyice etkilemişti. Allahtan şatoyu görebiliyorum, demek ki iyiyim. Sonradan öğrendiğime göre gece buradan geçen ve rengarenk ışıklandırılmış olmasına rağmen Sevgili Burak bu şatoyu görmemiş, farketmemiş 😊😊

Ayaklarım ve popom berbat durumda. Ayaklarımda çok sayıda su toplanması oluştu ve pişik ciddi canımı acıtıyor. CP'de herkes Fransızca konuşuyor, hiçbir yarışta bu kadar uzun süre yalnız kalmamıştım, hiç konuşmadan en uzun süre gittiğim yarış bu oldu. Koşucularla bile İngilizce konuşmaya başladığınızda hemen sohbet bitiyor, İngilizce konuşmak istemiyorlar veya bilmiyorlar. Gerçekten uluslararası bir yarışta ilk kez  dil problemini bu kadar yoğun hissettim. Yoldaki CP'lerin isimlerini öğrenemedim, çok zorunlu olmadıkça konuşmuyorlar sizinle, çok sinir bozucuydu. Siz de zaten yorgun olduğunuzdan ister istemez gergin oluyorsunuz ve Fransızca konuşana Türkçe konuşarak cevap vermeye başladım.

Çadırda hiç oyalanmadan çıkmak istiyorum, kolumdaki saatin şarjı yaklaşık 21 saatte bitti, artık zamanı bile öğrenemiyorum. Şarj kablosu otelde beni bekliyor.  Yarışı bırakmaktan bir tık ötedeyim. Soğuk ve enerji eksikliği nedeniyle hafiften titremeye başladım.   Çorba-Noodle yiyip hemen uzaklaşmak istiyordum ki alana Sezgin Abi geldi. Onu 15 dakika kadar bekliyorum, bu sayede daha iyi  toparlıyabildim. Parkurun ne kadar zor olduğunu konuşuyoruz. Sezgin  Abi önceden UTMB bitirdiği için sürekli orayla karşılaştırıyor, UTMB'nin daha koşulabilir olduğunu , daha az kırıcı olduğunu söylüyor. Aynen katılıyorum, parkurda çok teknik çıkış ve inişler var koşmak mümkün olmuyor, özellikle karanlıkta çok tehlikeli. İki doktor kafa kafaya verip sürekli durum değerlendirmesi yapıyoruz, bırakmak çok mantıklı geliyor ama önümüzdeki 17 K'yi bitirmek için yaklaşık 8 saat zaman var, yazık olacak diye düşünüyoruz. Koşmamaya yalnızca yürümeye karar vererek,  hatta koşmamaya birbirimize söz vererek, birlikte devam etme kararı alıyoruz. Gerekirse sonraki CP'de bırakacağız. Bu arada Sezgin Abi yarın, yani artık bugün -  akşam uçağıyla dönecek, sürekli zaman hesabı yapıyor. Saat 8 'de yarışı bitirirsem, 9 gibi otelde olurum. 12 de check-out yapılması gerekli, saat 14 de havaalanına gideceği otobüs kalkacak. Yani uyumak ve duş alıp hazırlanmak için 3 saat zamanı kalacak, çok kritik, hiç dinlenemeyecek.

Kağıt üstünde son 17 K ama aslında 22 K kalmış. Yarış parkuru 5K uzatılmış haberimiz yok  😞. Önümüzdeki 9K içinde yaklaşık 1000 m. tırmanıp , 600 m.  ineceğiz; gerçekten inletti. Gördüğüm en zor 9 K oluyor,  neredeyse 3 saatte geçebildik bacağınızı kaldırabildiğiniz kadar diklikte ve yükseklikte kaldırıp, sürekli kayalara tırmanıyoruz, bazen sabit ip hatları kullanıyoruz, bazen 4 el-ayak  çıkıyoruz. Önünüzdeki koşucuyu geriye düşmesin diye desteklemek gerekebiliyor. Sağınız solunuz zaten uçurum. Nihayet son CP'ye ulaştık saat 03 20 ve yarışı bırakanları taşıyacak servise daha 3 saat var. Bırakırsak sabaha karşı hipotermi kaçınılmaz görünüyor.


Yeniden durumu değerlendiriyoruz -konsültasyon yapıyoruz- ve sürünsek de bitirme kararı veriyoruz. Eğer önümüzdeki parkur arkamızdaki 9 K kadar zorsa  zaten cut-off kaçınılmaz görünüyor. Bu duygularla sürekli birbirimizi motive ederek, bir yarış boyu süren suskunluğumuzu kırarak bol bol konuşarak devam ediyoruz. Güya yürüyecektik ama sıkıldık ve sonunda yeniden koşmaya başladık. Şehri görüyorsunuz ama Finish alanının dibine kadar gelmeden ormandan çıkamıyorsunuz; ormandan çıktığınız anda sizi bir üst geçitle yine tırmandırarak ve indirerek göl kenarına atıyor. Yaklaşık 700 m sonra finish takı bizi bekliyor. Göl kenarında tahta bir iskele üzerinde koşarak keyifli bir son jog ile bitirebildik.

 Sezgin Abiyle birlikte,  28 saat 03 dakikada finish çizgisindeki Salamon çanını, yarışın tüm hırsını çıkaracak şekilde çaldık. Tam olarak sonuncu sırada başladığımız yarışı, genelde 485. olarak bitirdik.
En sevindirici gelişme bu kadar zor bir  parkuru koşan tüm Türk koşucuların hepsinin finish görmesi oldu, hepimize helal olsun.



Finishteki ton balıklı sandiviç süper geldi, tavsiye ederim.

Hediye rüzgarlığımızı ve drop-bagimizi teslim alıp otele doğru yola koyulduk.  O saatte Taksi yoktu malesef. Keşke Semayı arasaydık diyorum, sonradan aklımıza geldi. Eminim gelirdi 🙏

Yarış Sonrası

Yaklaşık 4 saatlik uyku sonrası önce Bahadır Hocalarda buluştuk ve dehşet içinde yaşadıklarını öğrendik. Kendisini ayrıca tebrik ettik, müthiş bir iş çıkardı. O durumda bile bırakmayı aklına getirmemesi inanılmaz, mental olarak ne kadar güçlü olduğunu anlamış olduk. Sevgili Nesrin İşseven Hoca'nın yaşadığı talihsiz sağlık sorunları için geçmiş olsun dileğimizi ilettik. Sonuçta 55K devam etti ve sakatlık olmasın diye "strategic withdrawal" yani çekilmek zorunda kaldı.

Ekip sağlam görünüyor, sakatlık yok, mutlu şekilde recovery'e başlayabiliriz.





Öğleden sonra Sayın Lyon Büyükelçimiz, kızıyla birlikte bizi ziyaret etmek için Lyon'dan buraya geldiler. Tüm ekip toplanarak birlikte kahve içildi, baklava tadıldı.  Devletimizin varlığını yanıbaşımızda hissettik. Teşekkürler Sayın Özgür Çakar ve Sevgili İdil Çakar.






Akşam tüm ekibi evine davet eden, pizza ve şarap ile ağırlayan ve unutulmaz bir gece geçirmemizi sağlayan Sevgili Başak/Fatma ve  özellikle Murat'a candan teşekkürler sevgiler. Uzun yıllar unutulmayacak keyifte bir gece geçirdik. Yarış hikayeleri hepimizi coşturdu . Aynı parkurda ne çok anı biriktirmişiz 🙈🙉🙊 Detayları bende,  bizde saklı  Türkiye'de görüşmek üzere vedalaştık.







Ertesi gün ise bol bol yürüyerek sertleşen kaslarımızı gevşetmeye, etrafta göremediğimiz tarihi yapıları ziyaret etmeye çalışarak, hızlı recovery modunda Annecy sokaklarını dolaştık. Akşam uçağına kadar yaklaşık yarım günümüz vardı, gezerek değerlendirdik.

Bu yarışa katılan  tüm koşucu dostlara, destekleri, uyumları için tek tek  candan teşekkür ediyorum.



Yarış öncesinde bu parkuru daha önceden koşan , parkur hakkında  bilgiler aldığımız, önerilerini, tecrübelerini   bizimle paylaşan  Sevgili Bakiye Duran, Ayşen Solak ve  Aykut Çelikbaş'a ayrı ayrı teşekkürler.

Annecy'deki yeni dostumuz Sevgili Sema Uzuner'e de çok özel teşekkür. Bizi internet üzerinden bulup, havaalanında karşılamayı teklif etmekten  tutunda evinde yemeğe davet edecek kadar nazikti.  İhtiyaç duyduğumuz her an ailesiyle birlikte yanımızdaydı. Seneye seni de bu yarışta koşucu olarak görmek istiyoruz.


Bir sonraki yarışta görüşmek üzere bol fotograflı bir kapanış olsun 😀

















Add caption
Add caption



Add caption


Add caption





Öneriler
Artılar Eksiler

1.Mutlaka start ve finish hattına yakın bir konaklama yapın. Tercihan apart vb mutfağı olan bir daire ayarlayın. Dışarıda yemek çok pahalı ve sizin ihtiyaç duyduğunuz sade beslenme modeline uygun değil. Herşey soslu ve yarış öncesi riskli.

2. Cenevre veya Lyon havalimanları kullanılabilir. Cenevre'den Annecy'e tek yön 14 euro'ya otobüs ile ulaşım mevcut. Yaklaşık 1,5 saat sürüyor.

3.Yüksek irtifada geçmediği için hava koşulları çok zorlamıyor.

4. Dil ciddi bir problem malesef.

5. Bu yarışı tekrar koşar mıyım? Muhtemelen evet. Ancak 85K klasik rotayı tavsiye ederim. Yine de eğer 6 ITR-A puanı peşindeyseniz Maxi-Ultra iyi bir alternatif olabilir. 5 puan yeterliyse Ultra parkurunu iki etapta koşmak akıllıca olur. 

6. CP organizasyonu çok iyiydi. Yarışın web sitesinde ne yazıyorsa fazlasıyla vardı. Her CP'den 3K ve 1 K önce oraya ulaşacağınızı ve CP'de hangi hizmetlerin olduğu gösteren  büyük panolar vardı. Asterix ve Obelix ile süslenmişlerdi. Her CP'de sonraki CP'e olan mesafeyi, tırmanış ve iniş  miktarını gösteren panolar vardı. Son 5K'da ise her kilometre için ayrı ayrı tırmanış ve iniş miktarı yazılıydı.  Son Km de bile +34m yazılıydı, inanamadık meğer düz yolda üst geçit üzerinden geçiriyormuş. CP'lerde gıda -su -malzeme vb bittiğini görmedik, darısı bizdeki yarışlara.

7. İstediğiniz ayakkabı ile koşabilirsiniz. Çok yağış olmadığı sürece sorun olmayacaktır. Parkur çok iyi işaretlenmişti. Kaybolmak mümkün değil. 

8. Küçük fırınlarda çok güzel sandiviçler yapıyorlar fiyatı 6 euro kadar. Dominosta en ucuz küçük pizza 6 euro. 

9. Gara çok yakın bir Türk marketi var. Pınar peynirden Filiz makarnaya kadar her marka ve ürün bulunabilir. Mantı sevenler buradan sumak bulabilir.

10. Asla bir UTMB değil :)